BUGÜN 10 Kasım... Bu sütunlarda yazdığım kaçıncı özlem yazısıdır, sayısını ben bile unuttum... Atam affet beni... Seni her yıl, bir öncekinden daha çok özlediğim için affet... Eminim ki benim gibi hissedenlere kızıyor, üzülüyorsundur. "Devrimlerimi geleceğe taşımak, kurduğum Cumhuriyet'i çağdaş medeniyetler seviyesine eriştirmek, yeni Mustafa Kemal'ler bulup, çıkartmak dururken, beni özlemeye ne hakkınız var?" dediğini duyar gibiyim... Bugün yine televizyonların üst köşelerinde fotoğrafın olacak. Utancından ekrana değil, yukarılara, çok yukarılara doğru bakacaksın... Haklı olarak yüz çevirdiğin o ekranda, bir dönem İstiklal Savaşı cephelerine kağnılarla top mermisi taşıyan kadınların ellerinde bu kez simli mendiller olacak. Kâh göbek atacaklar, kâh dövülen hemcinslerine gözyaşı dökecekler. Cumhuriyet'i emanet ettiğin gençlerin, BBG evlerinde birbirlerine un savuracaklar... Bebeler; sihirli, perili, ak sakallı dede öyküleriyle, büyükler ise; dizilerle uyutuluyor olacak. Milli Misak sınırlarını koruyup kollamak için elin Amerikalısı'ndan icazet beklendiğini duyacaksın ana haber bültenlerinde... Kafanı çevirip daha yukarılara, en yukarılara doğru bakacaksın... Utanmakta haklısın. Seni özlediğim için affet beni Atam...
Y.A.